İçinden bir renk tut!Bu renge göre bana bir yalan söyle ,o kadar içten söyle ki inandır beni….
Yılandan korkmam yalandan korktuğum kadar.Meşhur yalancı çoban kıssaları ,daha okul öncesinde anlatılan pinokyo masalları. Nedir peki bu yalan?Neden tercih ediyoruz.?Hata yapmaktan korkmazken hatayı örtbas etmek için neden bu yolu kullanıyoruz?
Hani öğle ki yalanları renk katogorilerine ayırmakta ayrı bir olay.Yalanları masumlaştırmak,normalleştirmeye çalışmak. Herkes söylüyor şeklinde genele yaymak.İnsan oysa çok iyi bilir ki bardağı en son damla taşırır.Bir kıvılcımla binlerce dönüm orman yok olabilir…Yanlışları küçük görmek insanın en büyük hatasıdır.
Yalan söylemek gizli bir kişilik bozukluğudur.Yapılan hatayı kendine mal olmasından kaynaklı tedirginliğin vermiş olduğu anı kurtarma çabasıdır.Ya sonrası …Devam ettirdiğimiz ve bir süre ortaya çıkan yalanlarımız ciddi bir güvensizlik sorununu meydana getirir.
Bir kereden bir şey olmaz ile başlar ya en büyük yanlışlar.Yalanda öğledir bir kere söylediğiniz yalanların devamı kendiliğinden geliverir.Bir süre sonra da kişiliğin bir parçası oluverir.Çocukluğunuzu hatırlayın mutlaka yalan söyleyen ama şöyle sahici yalanlar söyleyen arkadaşlarınızı ,eğer yetişkinlikte görüşme imkanınız varsa göreceksiniz ki hala değişmemişler.O arkadaşlarınızla hala bir güven sorunu yaşarsınız.
İnsan özünü ,yani o çocuk masumiyetini ne kadar muhafaza edebilirse o kadar temiz bir ruhla kalabiliyor. Yalanlarla ıslanan dil yine kendine zarar veriyor.Kendini mutsuz ediyor.Her yanlış gibi yalanın da en küçüğünden dahi uzak kalınmalı .Nitekim Allah Rasulü de (SAV) şöyle buyurmuştur:“Münafığın üç alameti vardır: Yalan söyler” ….
olayı ne kadar güzel anlaşılır özetlemiş değil mi?Yalan söylemenin müslümanın vasfı olmadığını.
Sonsuz salatü selamlar olsun….
Bir yanıt yazın